26 Kasım 2011 Cumartesi

resim bizim hayat bizim

Bir resim çizeriz adını hayat koyarız…o resimdeki renklere kader deriz…yapılan yanlışlıklara kısmet,resimde oluşan hatalarımıza da hayırlısı derizzz..biz hayatımızı resmederiz …önce seçimlerle başlarız resmimize insanları seçeriz,yaşamak istediklerimizi  belirleriz..sonra kararlar almamız gerekir sıkıştığımız anlarda  sihirli kelimeleri söyleriz kader-kısmet-hayırlısı…aslında ne kader vardır ne kısmet…bize yollar sunulur biz seçimler yaparız.baktık yürüdüğümüz yol yanlış kader deyip avuturuz kendimizi…istemediğimiz şeyler başımıza gelirse sorgulamak yerine kısmet der yine avunuruz…baktık hayat içinden çıkılmaz bir hal alıyor hayırlısı böyleymiş der sonlandırmaya çalışırız yaşananları…biz resmederiz hayatı renklerini kaderini kısmetini hayırlısını biz belirleriz …sürekli bu gerçeği unutur kelimelerin arkasına sığınırız…kaderse de kısmetse de hayırlısıysa da …resim bizim hayat bizim …kelimelere değil gerçeklere sığınarak tamamlanmalı bu RESİM…

21 Kasım 2011 Pazartesi

sen saçma olma...

Yolda yürürken arkandakini düşünmen saçma…koşarken önündekini düşünmen saçma…cümle kurarken karşındakini düşünmen saçma...yemek yerken yanındakini düşünmen saçma…biraz bencil ol sen sadece kendini düşün…hatta bencil olmakta değil bu bırak da herkes kendini kendi düşünsün…arkanda yürüyen o yolda sen kenara çekilmeden ilerleyemeyeceğini  bilsin…önünde koşan yavaşlarsa senin onu geçeceğini bilsin…karşındaki kendini bilsin lafın nereye gittiğini bilsin seni sorgulamasın dinlerken...yanındaki düşünme o yeri hak ettiyse sendeki yerini bilsin…..bırak da herkes kendini bilsin…seni bilsin ki sen saçma olma…

16 Kasım 2011 Çarşamba

ummadığın anda...

Hani biri gelir hiç ummadığımız bir anda ummadığımız bir yer de bir cümle söyler…beni özetledi diye geçiririz içimizden… önemli kararlar alırken her yolu deneriz arkadaşlara sorulur ne yapsam ne karar alsam diye…falcılara gidilir,umutla destek beklenir…sürekli cevaplar alınır ama beynin beklediği bir cevap gönlün duymak istediği cümleler vardır…çevreden bunlar gelmedikçe sorgulamalar yenilenir….aslında sende doğruyu en başından beri bilirsin sadece susturursun içindeki seni..konuşsun sana ayna tutsun istemezsin..sonra biri gelir hiç tanımadığınız bir daha asla göremeyeceğiniz biri…içinizi okurmuşçasına bir şeyler söyler ve siz karar alırsınız doğru kararı…insan kendine zarar vermemeli düşüncesini beyninize kazırsınız…bana zarar verebilirsin…çevreye zarar verebilirsin…hatta dünyaya zarar verebilirsin...ama kendine zarar veremezsin bunu yapamazsın…YAPMAMALISIN…her şeyi geçip kendin için bir karar almalı onu uygulamasın…uygulamalısın ki keşkelerle başlamasın cümlelerin iyikilerle süslensin...eğer kararı alıp uygulayamıyorsan hala acabamı diyorsan o zaman sen yalnızsın bundan sonra tek başınasın kararınla yanlışınla hayatınla…

4 Kasım 2011 Cuma

Sade hayatlar sade zamanlar…


Büyümek her şeyi merak etmektir büyümek her şeyi yaşamak istemektir,büyümek beklemektir,büyümek hayatla kavga etmek en az yenilgiyle  devam edebilmektir…
10 yaşındayken 30’unda diye cümleler duyduğunda yok artık ne otuzu dersin sesin yankılanır ya sonra otuza geldiğinde o anı hatırlar zamanın nasıl bu kadar hızlı geçtiğini anlamlandıramazsın adlandıramazsın işte öylece geçer hayatın
Bazen duyup anlamlandıramadığın sana çok uzak gelen cümlelerin yıllar sonra yaşadıklarını anlatmaya bile yetmez…büyürsün sen hatta yaşlanmaya başlarsın…
 Bir yerden sonra durup bakarsın film şeridi gibi hayatına neler hayal ettim neler yaşadım dersin  hayatta … sonra sade olsun istersin her şey…
Zaman sadece senin hayaller sadece senin,ifadeler sadece senin sade olsun her şey zaman da sende sade…