Şehrin birinde bir tren garına gidersin hep heybetlidir binalar,önce bir korkarsın sonra hayallere dalarsın,senden önce kaç insan geçti buralardan nerelere gitti neler götürdü valizinde ayrılıklarında neler hissetti..kendine getirirsin lafı sen niye gidiyorsun,nereye gidiyorsun ne hissediyorsun bu ayrılıktan bunu sorgularsın…sonra yolculuğun başlamadan yenilerini hayal edersin İstanbul'a gitsem bu trenle hatta abartırsın Paris'e gitsem dersin …bir çok şeyi aynı anda düşünürsün..sonra o ses duyulur sende alırsın yerini…etrafa bakarsın sessizce konuşsam mı dersin insanlarla bir an susarsın sonra dayanamaz sen başlarsın bilindik sorularla devam ettirirsin sohbeti..bir yerden sonra yine düşüncelere dalarsın raylarla birlikte senden parçalar bırakırsın yollara…hayatın geçer gözlerinin önünde kaç yaşında neler yaşamıştın bazen ufak bir tebessüm edersin bazen burnun sızlar,bazen gözlerin parlar ama tutarsın orda damlaları….öylece yol alırsın…hep bitsin diye beklersin yolculuk ama sona yaklaşınca da bir hüzün çöker içine anılarından uzaklaşacakmışsın hissi kaplar bedenini…
heybetli farklı bir tren garında sonlandırırsın yolculuğunu..
Sen geçerken gitmeye hazırlananlar hayaller kurar senle ilgili yorumlar yapar…sen giden olursun sadece o garda….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder